Ülkemizin genç iş adamlarından İŞAD Yönetim Kurulu Üyesi, Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre’nin oğlu Tuygun Töre, ‘yerli üretim, yerli tüketim’ sözlerinin sadece lafta kaldığını savunarak, ülkedeki üretimi olan ürünlerin ithalatına izin verildiği sürece yerli üreticinin yüksek üretim maliyetleri altında ezilmeye devam edeceğini savundu.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla adeta isyan bayrağını çeken Töre’nin açıklaması ise şu şekilde:
“50 gün aradan sonra dün itibariyle Bismillah diyerek iş yerimizin kapısını açtık.
Biliyorsunuz Torex Trading olarak “Geri Dönüşüm” ağırlıklı Çöp poşeti üretimi yapmaktayım.
Bilgi: Ana tedarikçi ülke Türkiye ve KKTC arasındaki farklar:
TC’de elektrik kilovat başına 37 kuruş, bizde 98 kuruş.
TC’de asgari ücret 2 bin 230 TL, bizde 3 bin 830 TL.
TC’de üreticiye ve sanayiciye, personelinin 7 yıl boyunca SSK yatırımı devletten, bizde cepten.
TC’de her türlü ham madde, kalifiye eleman, işçilik mümkün, bizde na mümkün.
TC’de üretimi olan bir ürüne gümrük, fon, vergi uygulaması yüzde 55, bizde yüzde 22.
TC’de sanayiler, alt yapılar inanılmaz gelişmiş bizde bildiğin tarla.
Bu negatif tabloya rağmen gördüğünüz market rafında en uygun fiyatlı ürün içindeki yerli üretim ! Geriye kalanlar İthal Ürün !
Bu konuları sürekli dile getirmekten HİCAP duyuyorum !
Sevgili arkadaşlar çok samimi söylüyorum tam 1 yıldır Yerli Üretime destek çıkılması için kapı kapı gezdim, her makamla görüştüm.
Başbakanla, Ekonomi Bakanıyla, Maliye Bakanıyla kaç kez görüştüm inanın ki hatırlamıyorum, hatta Dışişleri bakanıyla bile görüştüm belki o anlar bizi.
Ülkemizde çöp poşeti tüketiminin Tam 8 katı Üretim kapasitesi var. (Her ebat, her çeşit) 8 tane üretim fabrikası var bu ülkede, hepsi de malını mülkünü ipotek etti borç aldı, birikmiş parasını riske edip bu ülkeye Yatırım yaptı, İstihdam sağladı.. Tüketen değil Üreten toplum olalım dedi.
Neyse..
“Kendi adıma” benim yaptığım işin Ülkemize/Devletimize Katma Değeri çok yüksek, nasıl mı ?
Ben Geri Dönüşüm yapıyorum; ve ülkemizdeki atıkları toplatıp, ayrıştırıyor ve geri dönüştürerek hem Ekonomiye katkı sağlıyor, Hem Doğayı ve Çevreyi temizliyor ve koruyorum, hem de Yeni iş alanları oluşmasını sağlıyorum.
Dün iş yeri kapımızı açtık; aynı gün olmayan paramızla, borçla harçla piyasaya para akıttık. Makiniste, Elektrikçiye, Tornacıya, Bobinajcıya, Parçacıya, Hırdavatçıya, Benzinciye, Reklamcıya, Matbaaya, Markete..
Saydığım yerlerin inanın ki Fazlası var Eksiği yok!
Üretime yeniden başladık, kime neyi satacağım gerçekten bilmiyorum.
Devletimiz “plastik naylon tüketimi” azalsın diye bundan 1.5 sene önce naylonu paralı yaptı (25 kuruş) sebep doğayı ve çevreyi koruyacak ! Onun da parasını Halk ödüyor ya neyse..
Yine aynı devlet Çevre ve Doğa dostu iş yapan Yerli Üreticiyi korumuyor ve İTHAL plastik poşetin gelişine hala izin veriyor. (Yani başka ülkenin atığı ,plastiği ülkemize geliyor)
Hem bizlerin üretememesini, ürettiğini satamamasını sağlıyor hem de aldığı kararlarla büyük bir Çelişki yaşatıyor.
Bu Korona geldi de herkes bir ağızdan “Yerli Üretim Yerli Tüketim” demeye başladı. Şükür dedik Lakin 40 gündür İcraat görememek akıllarda ciddi soru işaretleri oluşturuyor.
İthalatçı için 1 ürün, attığı 1000 ürününden sadece biridir !
Ama üretici için 1 ürün, onun ekmek teknesidir,canıdır.
Demem o ki; bizi gördüğünüzde ağzımıza bir parmak bal çalacağınız günleri çoktan geçtik.
Bundan sonraki süreçte yazacaklarıma ve yapacaklarıma alınmaca gücenmece yok.”
kaynak : Kıbrıs Haberci