![]() |
Kuzey Kıbrıs’ın genç ve başarılı iş insanlarından Tuygun Töre, ülkenin en büyük geri dönüşüm fabrikasını faaliyete geçirdi. Gelişmekte olan sanayi sektörüne yeni bir soluk getiren ve geri dönüşüm çalışmaları ile katma değer sağlayan Töre, doğa plast ürünlerini tüketici ile buluşturdu. Doğadan topladıkları atık maddeleri fabrikada işleyerek, çöp poşeti haline getiren ve ülke ekonomisine büyük döngü saylayan Töre, yerli üretimin önemine değinerek Doğa Plast ürünleri hakkında bilgi verdi.
MEYDAN KIBRIS ÖZEL RÖPORTAJ ‘Ülke ekonomisine katma değer sağlıyoruz’’ ‘’Devletimiz, yerli üreticiyi destekleme konusunda özel olarak bir politika uygulaması gerekmektedir. Ülkemizde üretilen çöp poşetlerinin üretimi gerçekleştirildiği halde üreticiye destek sağlanmıyor’’ ‘’Geri dönüştürülmek üzere olan ürünler fabrikamıza gelmeden önce toplayıcıların el emekleriyle toplanıp, hurdacılara götürülüyor. Hurdacıda ise bu ürünler kırılıp, yıkanıp hazır hale gelmek için birkaç aşamadan geçiyor’’ ‘’Çevremizdeki atıkları topluyoruz’’ Soru: Sizi tanıyabilir miyiz? ‘’1983 yılında Lefkoşa’da doğdum. Yaklaşık 5 yıldan beridir ticaret hayatı içerisindeyim. İlk yıllarımda çöp poşetleri ve peçete-kağıt gibi ürünleri yurt dışından ülkemize getirerek ticari hayatımı sağlıyordum. Hem alışverişini, hem dağıtımını hem de nakliyatını tek başıma yapıyordum. Aradan geçen süre boyunca kendime ‘’neden hem üretimini hem de satışını yapmıyorum’’ diyerek geri dönüşüm fabrikamızın ilk adımlarını atmaya başladım. Çevremizdeki bazı plastik atıkları, poşetleri, tarımda kullanılan damlama su boruları gibi ürünleri topladıktan sonra fabrikamızda bunlardan geri dönüşüm sağlıyoruz. Bu geri dönüşen poşetleri; okul, hastane, otel, market, restoran gibi aklınıza gelebilecek birçok işletmelere dağıtıyoruz. Ticari hayatımızı böyle sürdürüyoruz.’’ ‘’Bu bir kültür haline getirilmeli’’ Soru: Halkımız geri dönüşüm konusunda bilinçli mi? ‘’Toplumumuz özellikle ‘’geri dönüşüm’’ cümlesine çok ilgi duyuyor fakat bu sadece cümleden ibaret kalıyor. Geri dönüşümün yararlı bir şey olduğunu biliyorlar ama maalesef bunu bir kültür halini dönüştürüp, kendilerine aşılamıyor. Bu da hiçbir işe yaramadan süregeliyor. Ülkemize nazaran Avrupa ülkelerinde ise insanlar, tükettikleri ürünü ise ayrıştırarak geri dönüşüme katkı sağlıyorlar. Plastikler mavi renkli, karton- kağıt gibi ürünler kırmızı renkli, yemek atığı ise siyah çöp poşetlerine yerleştirerek kapı önüne bırakılıyor. Belediye çalışanları bunları toplarken ürünlerin rengine göre ayrıştırarak geri dönüşüm fabrikalarına getiriyorlar ve bu vesileyle bu ürünlerin geri dönüşümü sağlanıyor. Bu getirilen ürünler; poşetler tekrar poşete, kağıtlar tekrar kullanım sağlayabilmek için kağıda, camlar ve yemek artıkları gübre olarak geri dönüştürülüp, doğaya fayda sağlanacak şekilde tekrar kullanılabiliniyor. Ülkemizde mevcut olan geri dönüşüm ürünleri ise sadece plastik üzerine kurulu bir ağdır… Bu ağ; toplanan kağıtları yurt dışına, demirler preslenip ihraç ediliyor ve plastikler ise bazıları bizlerin vesilesiyle çöp poşetleri oluyor bazı plastik ürünleri ise kırılıp, tekrar yurt dışına ihracatı sağlanıyor. Az öncede belirttiğim gibi toplumumuz geri dönüşüm cümlesine ilgi duyuyor ve hatta bazı kesimler ‘’vay ülkemizde de böyle işler gerçekleşiyor’’ diyerek gururlanıyor fakat bunların kullanımında pasif kalıyorlar. Bunlar birkaç nedenden daha fazlası başta; bilinçsizlik ve yurt dışında getirilen ürünlere daha fazla ilgi gösterilmesi gibi nedenler bulunuyor. Bizler de yerli üretici olarak bu konuda üstümüze vazife olan, bütün toplumun ve üretici- tüketicinin kazanmasını sağlamak için ürünlerimizin satışını yaparken daha iyi ifadelere başvuruyoruz. Bu ifadeler, ürünün bu aşamaya geldiği süreye kadar hangi etaplardan geçtiğini Çevremizdekilere, halkımıza gerekirse satışını yaptığımız şirkete veya firmaya anlatıp, daha da bilgilendirmeye çalışıyoruz. ‘’Toplanan atıklar birçok aşamadan geçerek işleme giriyor’’ Soru: Geri dönüşen bir ürünün yaşadığı serüveni bize anlatır mısınız? ‘’Tarlalarımız da çiftçilik yapan kişilerin üretimini yaptıkları ürünün sulanması için kullandığı su borularının, süresi dolduğunda yol kenarlarına atılıyor. Bu ürünü bizim gibi geri dönüşüm ürünü sağlayabilen kişiler tarafından toplanıyor. Şayet toplanılmadığı takdirde; bu maddeler toprağa karışacak ve oradaki toprağa zarar vererek üretim sağlayamayacaktır. Bunun yanında su borularını kullanan kişiler ise bu ürünü yakarak yok etme gibi yollara başvuruyor. Bizler doğaya ve havaya zarar vermek yerine bu ürünleri bir toplayıcı yardımıyla toplatıyoruz. Bu geri dönüşüm sadece su boruları için geçerli değil aynı zamanda; her yerde uçuşan poşetleri geri dönüştürülmek için fabrikalarımıza toplatıyoruz. Tabii işlemler bu aşamalarda başlıyor. Geri dönüştürülmek üzere olan ürünler fabrikamıza gelmeden önce toplayıcıların el emekleriyle toplanıp, hurdacılara götürülüyor. Hurdacıda ise bu ürünler kırılıp, yıkanıp hazır hale gelmek için birkaç aşamadan geçiyor. Bu aşamalardan geçirilen ürünler sonrasında fabrikalarımıza getirilerek makinalarımız yardımıyla eritiliyor. Diğer makinalar yardımıyla boncuk haline alacak şekilde rafine ediliyor. Bunlar birkaç aşamadan da geçtikten sonra hazır hale gelmek için şoklanıp çöp poşetleri oluyorlar. Çöp poşeti olan ürünler daha sonrasında dağıtım şirketlerine götürülüyor. Fabrikamızda ben dahil toplamda 9 kişi çalışarak ekmeğimizi kazanıyoruz. Öncesinde toplayıcılar, hurdacılar ve dağıtım şirketlere gidene kadar olan son aşama… Toplamda 4 çarklı sistemden çalışan insanlar sadece; çöp poşetinin üretimi sağlıyor ve bu üründen ekmek yiyorlar.’’ ‘’Yüksek miktarda eletrik tüketiyoruz’’ ‘’Bizler bu ürünün üretimini gerçekleştirmek için fabrikamızda yüksek miktarda elektrik tüketimine gidiyoruz. KIB-TEK’e yüksek miktarda ödeme yapıyor ve aynı zamanda çalışanlarımızın sosyal yatırımlarını yapıyoruz. Çalışanlarımıza ödediğimiz maaşlar yine aynı şekilde ülkemizin içerisinde tüketilerek ekonomiye elimizden geldiğince katkı sağlıyoruz. Bu ödemeler hem bizlerin hem de toplumumuzda ekonomik hareketlere vesile oluyor. Herkes kazanıyor.’’ ‘’Kalkınma Bankası bize büyük sıkıntı yarattı’’ Soru: Devlet tarafından destek alıyor musunuz? ‘’Tesisi kurduğum dönemde Devlet Planlama Örgütü tarafından teşvik belgesi aldım. Bu belge işlerimi kolaylaştırmada çok büyük olanaklar sağladı fakat bana olanak sağlayan devletin bir kurumu, aynı devletin farklı bir kurumlar tarafından da çok büyük darbeler yedim. Prosedür, iş yapmama ve bugün git yarın gel gibi işi geciktirme mentalitesi olarak tesisi kurmamda bir çok sıkıntı yaşadım. Bu bana 1.5 seneye mal oldu. Bu gecikme ile açılan bu tesisimizin tek sorumlusu devletin mekanizmasında hantallık, prosedür fazlalığı, işi bilmemek, işinizi kolaylaştırmak yerine engeller koyarak gecikme yaşatması gibi birtakım nedenler var. Devlet dairelerinde çalışan personellerin ve özellikle Kalkınma Bankası’nın bizlere yaşattığı çok büyük sıkıntılar oldu.’’ ‘’Sanayi Dairesi ve Çevre Dairesi sürekli bir birini suçlayarak işlerimizi aksattı’’ ‘’Alayköy Sanayi’de kurduğumuz tesisimizi kurmadan önce burası çorak bir alandı. Buraya ilk fabrikayı kuran kişilerin başında geliyoruz. Bizler fabrikayı kurmaya başlayacağımız tarihte Sanayi Dairesi’ne yıllık peşin olmak kaydıyla kirasını ödedik. Kirayı yıllık ve peşin ödemek bölgemizde bir zorunluluktur. Aynı zamanda bölgemiz, KKTC sınırları içerisinde en yüksek miktara sahip kira yerleşim yeridir. Ödemesini yılın başında gerçekleştirdiğimiz bölgemizde, toplamda 8 ay gibi uzun bir süre boyunca tesisimizin kuruluşunu gerçekleştirmek için herhangi bir çalışma yürütemedik. Hatta açık bir şekilde belirtmek gerekirse ‘’bir çivi bile çakmadık!’’. Bunun nedeni ise bölgenin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporunun olmamasıydı. Çevre Dairesi tarafından hazırlanıp, önceden verilme yükümlülüğü olan belgenin olmaması yüzünden benim bir yatırımcı olarak buraya yatırım yapmam engellendi. Hem de kirasını yılın başında ödeyip, sahip olduğum yer!. Kendilerine, ‘’Bu aksamanın benim sorunum olmadığı halde bana bunun nedenini açıklar mısınız?’’ sorusunu sorduğumda ise; her bir kurumun diğerini suçlayarak üzerilerinde ki sorumluluğu atıyorlardı. Sanayi Dairesi’nin suçlu olduğunu söyleyen Çevre Dairesi, Çevre Dairesi’nde gidildiğinde ise Sanayi Dairesi’ni suçlu bularak toplamda 8 ay gibi uzun bir süre boyunca ‘’Pinpon topu’’ gibi birbirlerine atarak bu sorudan kaçtılar. Bizler bu tesisi kurmak için mevcut olan banka kredimizi kullanamıyor, yatırım yapamıyor ve gelir elde edemediğimiz için ticari döngüyü başlatamıyorduk. Bu sorunda bizlere fazlasıyla sıkıntılara neden oldu. Şimdi ise; ‘’Çok şükür o günleri atlattık’’ diyebiliyoruz.’’ ‘’Ülkemizde 8 adet poşet üreten fabrika var’’ ‘’Elbette o günlerin o sıkıntılarını atlatırken, bu günlerimizde ise farklı sorunlar yaşıyoruz. Özellikle şimdiki sorunumuz, bizler Geri Dönüşüm Fabrikaları ve Tesisleri olarak, var oluşumuzu devam ettirebilmemiz açısında çok önemlidir. Ülkemizde mevcut 8 adet poşet üreten fabrika mevcut. Bu sayı ülkemizde hastane, okul, restoran, otel, market gibi aklınıza gelebilecek bütün işletmelere ve kurumlara yeterli olacak şekilde poşet üretimi gerçekleştiriyor. Hatta talep edildiği takdirde Rum tarafına bile yetebilecek kapasite de üretim yapabiliyorlar. Bizler bu tesisleri kurduğumuzda fazlasıyla bedeller ödeyerek, yatırım yaparak ve ‘’acaba ayakta kalabilecek miyiz?’’ sorusunu kendimize sorarak bugünlere gelmeye çalışıyoruz.’’ ‘’Biz üretim mücadelesi verirken, ülkemize yurt dışından ürünler getiriliyor’’ ‘’Yaptığımız yatırımlara karşılık alarak, üretim sağlayarak, ekonomiye katkı yapıyor ve bu sayede de istihdam sağlayabiliyoruz. Bizler bunları yapabilmek için mücadele ederken, ülkemize yurt dışında poşetler getiriliyor. Bu getirilen poşetler çok özel değildir. Özel bir ihtiyaç doğrultusunda talep edilen bir ürün de değildir. Hellim değil, et değil, süt değil… Bizler bu ürünlerin ülkemize getirilirken, yerli üretimi etkileyecek şekilde olmasını istemiyoruz. Devletimiz, yerli üreticiyi destekleme konusunda özel olarak bir politika uygulaması gerekmektedir. Ülkemizde üretilen çöp poşetlerinin üretimi gerçekleştirildiği halde üreticiye destek sağlanmıyor. İthal ürünleri listesinde bir ihtiyaç olduğu takdirde ülkeye getirilen ürünler listesinde olmayan ürünlerin ülkeye getirilmemesi gerekmektedir. Bunların başında poşetler olmalıdır. Yurt dışında getirilen poşetlerin tüketimi sağlandığın zaman ülkenizde yerli üreticiyi zarara uğratan ve darbelenen bir durum oluşturuyor. Bizler bu durumun çözülmesini istiyoruz. Şayet bu ürünler ülkemize yurt dışından getirildiği takdirde yüksek ücret fonları uygulanarak yerli üreticiyi destekleyici bir yol izlenmelidir. Bizler kendilerine; ‘’ Neden yurt dışında ürünler getiriyorsunuz’’ sorusunu sorduğumuz zaman ise ‘’serbest piyasadaki fiyat sabitlenmesini sağlamak ve tüketiciyi düşünmek için’’ cevabını veriyorlar. Fakat böyle bir durum söz konusu bile değildir! Nedeni ise; bizlerin böyle bir duruma gelmeyeceği garantisi veriyoruz ve gelmememiz için denetimler yapılmasını da talep ediyoruz. Böyle bir durum olmadığı takdirde işimiz zor!’’ ‘’Kendimize üretim mi tüketim mi sorusunu sormalıyız’’ Soru: Geri dönüşüm konusunda ne durumdayız? Değerlendirir misiniz? ‘’Öncelikle kendimizi şu soruyu sormalıyız. ‘’Üretim mi tüketim mi?’’ buna bir karar vermek lazım. Eğer içinde yaşadığımız küçük adanın içerisinde üretim yapamazsak günün sonunda tükenip gideceğiz. Bizler de bu gibi büyük riskler içerisine girip, bu ürünlerin üretilmesini yapmayalım. Türkiye, Çin, İngiltere gibi ülkelerden getirilen ürünleri tüketelim. Bu da bizim tükenmemiz demektir. Gelişen yeni dünyanın en iyi işi geri dönüşüm olması gerekenler listesinde de 1 numaradadır. Bizler etrafımıza zarar vermek ve tükettiğimiz ürünleri toprağa atarak, yakarak gibi hem toprağı hem de havaya zarar vererek değil, fabrikalarımız da bu ürünlerin tekrar kullanılma aşamasına getirip, son tüketilme anına kadar kullanarak yok etme yolunu seçmeliyiz. Bütün dünya ülkeleri buna ilgi gösteriyor fakat bizim toplumuzda sadece duyulduğunda hoşa giden bir sözcük dizimi olarak görülüyor. ‘’Ülkemizde doğaya zarar verilmiyor, yeni dünyanın en büyük gelişimine biz de katkı sağlayalım’’ demek ve yapmak yerine hiçbir katkı sağlamadan yıllardan süregelen şekilde devam ediyoruz. Geri dönüşümü toplumumuzda artık bir kültür edinip katkı sağlanarak tüketilmesini istiyoruz.’’ |

Direktörümüz Tuygun Töre